
Bruce Lee & Jeet Kune do
Bruce Lee’nin hayatı
San Francisco da doğa asıl adı LEE JUN,olan Bruce Lee ye amerikan ismini doğumunda hazır bulunan doktor verdi.babası Lee hoi chuen,Çin operasında oyuncuydu. Bruce Lee doğumundan sonra LEE HOİ CHUEN ve ailesi Hong Kong’daki evleri döndüler. Ve buruda Bruce Lee 19 yaşına kadar yaşadı. Lee nin dövüş sanatlarına ilgisi muhteşemdi.bu yüzden bu spor lara küçük yaşta başladı. Sanatçı bir aileden gelmesinin verdiği etki ile,henüz 6 yaşındayken ORPHAN VE KID CHEUNG gibi rollerle hong Kong filmlerinde çocuk yıldız olarak ortaya çıktı. 6 yaşındayken bile
ilerideki hırçın,sert karakterini belli ediyordu.LEE sağda solda kung-fu tekniklerini bilinçsiz bir şekilde öğrenmeye başladıktan sonra,1954 de ünlü hoca YIP MAN’ının öğrencisi olarak WING CHUN sistemini çalışmaya karar verdi.ilerleyen zamanlarda da wıng chun sistemine birleşik boks çalışmalarını da eklemeye başladı.
Bruce Lee 1959 doğduğu yer olan Amerikaya gitmeye karar verir ve seattle’a ya yerleşir.burada Washington üniversitesinin felsefe bölümüne yazılır. Bir yandan okul devam ederken bir yandan da Amerikalılara çok ilginç gelen kung-fu sistemini paralı olarak öğretmeye başlar.bu amaçla kendi adını taşıyan JUN FAN KUNG-FU adında bir okul açar.bu spor okulu 1963 yılına kadar açık kaldı,yine bu yılda Amerikalı bir beyaz olan LİNDA EMERY ile tanışıp evlendiler.Lee dağa sonra OAKLAND’ DA arkadaşı ve öğrencisi olan James ile ikinci okulunu açtı.burada geniş bir kitleye Amerikalılara yabancı olan bu sanatın ne kadar geniş içerikli ve derin felsefeye sahip olduğunu ispatladı.
<> dogru 1 * jeet kune do daki bu onemli laf jeet kune do dan cok once soylenmisti biz ona taoizm diyoruz. lakin bunu dusunsel temel olarak alan bilinen tek dovus sanatidir jeet kune do temel aldigi icin onemlidir. yanlis 1 bir dovus sanatinin etudunu degil dovusun etudunu yapmaya calismaktayim hatta butun dovus sanatlarinin etudlerini yapabildigim kadar yapmaktayim cunku jeet kune do’nun temeli budur. parcalilik degil butunluk. “how can one respond to completeness with fragmentary pattern”.
yanlis 2 uzakdogu insaninin degil butun insanlarin dogu bati kuzey guney avrupa amerika brezilya japonya cin tayland demeden incelemeye calismali birini digerinden ustun tutmamalisin dunya bir butunse sen bunu uzakdogu insaninin yasayis bicimiyle aciklayamazsin butun insanligin yasayis bicimleriyle benzesen ve ayrilan yasayis tarzlariyla anlayabilirsin ancak boylece butun olan resme bakabilir ve ona tepki verebilirsin
“how can one respond to completeness with fragmentary pattern”. ayrica olay dusunsel dunya ve felsefe olunca sozluk okumak yerine sana tavsiye edecegim bir kitabi okusan iyi edersin hem gercek bilgi edinir hemde buyuk resme bakma olayina ilk adimini atmis olursun.
worlds greatest philosophers edited by robert l. arrington blackwell publishing icinde sokratesten lao tse zhu xi den marx’a kadar bircok filozofun dusunceleri amerika ingiltere cin basta olmak uzere universitelerin konu ile ilgili otorite kabul edilen profesorleri tarafindan yazilmis 5 ile 10 sayfa arasinda giris makalelerinin toplatilmis hali.
Jeet Kune Do Kung-Fu : Durduran yumruğun yolu anlamına gelir
Jeet : Kavrama, teşhis etme, tanımlama, ulaşma Kune : Stil, serbest vurus, “free contact” Do : “yol” anlamına gelir. Do, doğu sporlarının felsefi yönleridir. Bruce Lee Wing Chun ve diger Kung-Fu stillerinde görülen katı ve tutucu yönleri ve durusları cağa uygun olarak; teknikleri geliştirmek ve klasik Kung-Fu’dan kurtulmak için yeteneğe ve pratiğe uygun olarak reformize etti.
Kendisi Karate-DO, Taekwon-Do, Shorinji Kempo, Tayland Boksu, Kobudo, Çin Boksu, Judo, Tai Chi Chuan ve batı tipi boks olmak üzere bir çok stilde çalıştı ve bunları kombine etti.
Meditasyon, yoga, gerçek trans ve akupressur yapmakla birlikte insanIn anatomisini , psikolojik ve sosyolojik bütün etkenleri iyi tanıyıp üstün olmayı, güzel yaşamayı, kendisiyle barışık olmayı, doğanın zor koşulları ve sosyal çevreyle uyum içinde bulunmayı, insanın ruhsal ve fiziksel bir bütün olarak bir yaşam biçimi olması yönünde modernize etti.
“Self Defens” kendini savunma ve hiçbir kurala bağlı olmaksızın kolayca hareket etme,dövüsme,savaşma, hücum. Devamlı değişen teknikler, dönüşler, denge, danssal düzenlemeler; bir sistem ve sanat kompleksi olan Jeet Kune Do, Bruce Lee ekolüdür.
TURKIYE JEET KUNE DO KUNG-FU ASSOCIATION Sifu MUSTAFA KOKSAL
BRUCE LEE Film başladığında sesler bir anda kesildi. Çoğunluğunu ergenlik çağındaki çocuklarla bıçkın delikanlıların oluşturduğu sinema seyircisi açısından çok nadir rastlanan bir durumdu bu.
Jenerikte ENTER THE DRAGON yazısı belirdi ama aralarında benim de bulunduğum seyirciler EJDERİN ÜÇ FEDAİSİ filmini seyretmeye hazırlanıyorlardı. 1981 ilkbaharı, Kütahya’da Hülya sinemasındayım. (Binası hala duruyor ama sinema çoktan kapanmış) Bruce Lee’nin daha önceki üç filmini de seyretmiştim. Bu dördüncüsünün öncekilerden daha iyi olduğunu zaten hissetmiştim, nasıl kaçırırım?
Aradan yirmi küsur yıl geçmiş! Hala gözümün önünde: Bruce Lee filmin başlarında genç Kung Fu öğrencisinin omzuna elini atmış ve öteki kolunu havaya kaldırıp parmağıyla gökyüzünü göstererek “Ayı parmakla gösterdiğin zaman ona dokunduğunu hissetmezsen, bu yaptığın anlamsız bir hareket olur yalnızca..” diyordu.
“Bir işi yaparken ne yaptığının farkında ol, hayalgücünü harekete geçir ve o işi tam anlamıyla hissederek, hakkını vererek yap!” anlamına gelen ilk ve tek Kung Fu dersimi hala hatırlarım.
Hocanın adı Bruce Lee olunca unutmak mümkün mü? Filmi seyretmiş olanlar bilirler, en sonunda aynalarla dolu bir odada Bruce Lee kötü adamla son ve ölümüne bir dövüş çıkarır.
Kötü adam o odaya doğru kaçarken arkadan başka bir seyirci arkadaş ağzından kaçırdı “Şimdi bir odaya girecekler, orası ayna dolu..”
Yanındaki seyirci buna çıkıştı hemen “Sen madem filmi görmüşsün bir daha niye geldin ki oğlum?”
Cevap hazır “Çok güzel film olduğu için geldik oğlum!” O filmin 1973 yılı yapımı olduğunu ve Hong Kong’da ilk gösterime girmeden kısa bir süre önce Bruce Lee’nin garip bir şekilde öldüğünü henüz bilmiyordum. (Demek ki biz o filmi seyrederken film zaten sekiz yıllıkmış. Ve Kütahya’ya YENİ gelmişti. Ne günlermiş be!)
Bruce Lee biz yeniyetmeler arasında bir efsaneydi! Onun adına epik destan yazan bir arkadaşım bile vardı. (Tematik olarak kötüydü belki ama kafiye örgüsü müthişti ve şiirselliğine diyecek yoktu.) Bir diğer arkadaşım ciddi ciddi “Valla oğlum, on sekizini doldurunca gideceksin o Çin’e.. Bir okula kapılanıp artık kaç seneyse iyice bir öğrenmek lazım şu işleri..” diyordu. Diğer bir arkadaş cevap yetiştiriyor “Biz geç kaldık.
Bunlar daha yedi sekiz yaşlarında başlıyorlar da böyle oluyorlar.”
Bruce Lee, asıl adıyla Lee Jun Fan, 27 Kasım 1940'ta San Francisco’da doğdu. (Bu da onu Yay burcu yapar, ama Çin takvimine göre o yıl Ejder Yılı’ydı) Aktör olan babası Lee Hoi Chuen, ‘Kanton Opera Kumpanyası’yla Amerika turnesine hamile eşini de götürdüğü için Bruce Lee Amerika’da doğdu ama aile Hong Kong’luydu.
Nitekim 1941 başlarında Hong Kong’a döndüler. Çocukluğundan başlayarak Bruce Lee pek çok filmde rol aldı ama bunların hemen hepsi de sadece Uzak Doğu’da gösterime giren filmler oldu. İlk gençlik yıllarında sokak çetelerine de bulaşıp kavgalara karışan dostumuz yirmi üç yaşında “Dayak yemekten bıktım artık” diyerek Kung Fu öğrenmeye başladı.
1954'te çaça dersleri de alıp 1958'de Hong Kong’ta Çaça Dans yarışmasını kazandı. 1958 tarihinde ‘Öksüz’ adlı bir filmde önemli bir rolü vardı. Bu filmin bir diğer özelliği Bruce Lee’nin dövüş yapmadığı TEK FİLM olmasıdır. Gene 1958'de Hong Kong boks şampiyonasına katıldı ve üç yıldır şampiyon olan Gary Elms’i yendi.
(Bildiğimiz boks, Kickboxing değil yani) 1959'da Amerika’ya geldi. Geçinmek için yaptığı bir sürü acayip işin yanında Uzak Doğu dövüş dersleri de vermeye başladı. Bu süreçte bazı Uzak Doğulular tarafından “Bizim gizli sırlarımızı Batılılara öğretiyor” diye eleştirildiği söylenir.
1961'de Washington Üniversitesi Felsefe Bölümü’ne girdi ve üniversiteyi bitirerek lisans diplomasını almayı başardı. Hong Kong ve Amerika arasında geçen hayatında kavgalar, skandallar eksik olmadı. Film yapmak ve dövüş dersleri vermekten başka, Amerika’da televizyon dizilerinde oynadı, talk-show’lara çıktı.
Jeet Kune Do adlı dövüş ve felsefe sistemini gelişirdi. 33 yaşındayken garip bir şekilde öldü. Ölümü üzerine pek çok hikaye anlatılır. Bilinen şu ki: 20 Temmuz 1973 akşamı eşiyle dışarı çıkmak üzerelerken Bruce Lee kendisini yorgun hissettiğini söylemiş ve eşinin verdiği uyku ilacını alarak ‘biraz dinlenmek üzere’ yatağa uzanmış.
Bir daha uyandırılamamış. Eşi durumu farkedip ambulans çağırdığında Bruce Lee hala yaşıyordu. Hastaneye ulaştırıldıktan kısa bir süre sonra ‘beyin ödemi’ nedeniyle öldüğü açıklandı. Fiziksel durumu çok iyi olarak bilinen Bruce Lee’nin 33 yaşında birden ölüvermesi hayranlarını kuşkulara yöneltti. Ölümünün ‘doğal sebeplerden kaynaklanmadığı’ iddia edildi.
Kimisi bunu ‘evinde Feng Shui’nin yanlış uygulanması neticesinde kötü ruhların marifeti’ olarak yorumlarken, kimisi eşinin ona verdiği uyku ilacını ölüm sebebi olarak gördü.
(Kütahya’daki arkadaşlarımdan duyduğum hikaye ise, ‘dövüş sırlarını Batılılara vermesi nedeniyle’ Çin mafyası tarafından öldürüldüğü yolundaydı) Öldüğü sırada Enter the Dragon filmi henüz tamamlanmıştı ve gösterime girmesine bir kaç gün kalmıştı.
‘Ölüm Oyunu’ filmi ise o sırada henüz tamamlanmamıştı. O film sonradan dublör kullanılarak ve Bruce Lee’nin senaryo üzerindeki son fikirleri hayata geçirilmeden bitirildi. Dolayısıyla ‘Ölüm Oyunu’ filmini ben tam bir Bruce Lee filmi saymam! Bruce Lee’nin oğlu Brandon Lee de 3 Nisan 1993'te ‘The Crow’ filminin çekimleri sırasında kaza kurşunuyla öldüğünde yalnızca 28 yaşındaydı.
Gel de ‘karanlık ve mistik’ bazı güçlerin işin içinde olabileceğini düşünme! Baba Bruce Lee ve oğlu Brandon, Seattle’da Lake View mezarlığında yanyana yatıyorlar. Biz geride kalanlar ise çocukluk anıları, sinema, felsefe, hayat ve ölüm hakkında konuşmaya devam ediyoruz işte.
Yüzyılın Dövüşçüsü Bruce Lee
Beden dili hakkında paylaşılacak çok şey olduğu kesin. Bunlardan biri de beden dilimizin içine doğmak, sezmek, altıncı his gibi duyguları bize yaşatmasıdır. Hiç gözünüzün tutmadığı biri oldu mu? Neden düşündünüz mü? Yoksa vücut hareketlerinden birinden mi şüphelendiniz? Ya da imaj danışmanlarının sıkça sözünü ettiği ilk 30 saniyedeki olumlu izlenimi oluşturma konusunda yetersiz mi kaldı? Sebebi ne olursa olsun kıymetli dostum ve üstadım Melih Arat’tan öğrendiğim gibi beden dilini iyi anlamak bize öngörülerimizde daha yüksek doğruluk elde etme imkanını verir. O bunu hep yapıyor! Uzakdoğu sporlarında kuşak atlama sınavlarında yeterlilik için çok önem verilen bir unsur vardır:
Bakışlar… Sebebi basit, bakışlar öğrencinin kendine ne kadar güvendiğinin en önemli göstergesi.
Birçok karşılaşmada sadece bakışlardan kimin galip geleceğini söylemek mümkündür. Bruce Lee’nin yüzyılın dövüşçüsü olduğu kabul edilir, gerek kendi geliştirdiği stili Jeet Kune Do gerekse Kung Fu’daki ustalığı nedeniyle…
Bruce Lee’yi tanımıyorum, stilini de bilmiyorum ama size son bir tavsiyem var. Bruce Lee’nin resimlerinden birkaçına bakın ve karşılaştırmak için de bildiğiniz en iyi dövüş sporcularının resimlerini koyun yanına. Bakalım öngörüleriniz size kimin daha iyi olduğunu söyleyecek?!
Sözün Özü: Çok duyan mı bilir, çok gören mi?
FİLMLERİ
The Big Boss
Tipik düşük bütçeli vurdukırdılı bir filmdi.Bruce bu filmin batıda gösterilmesi konusunda çok istekliydi.Karizması ve dövüş yeteneği filmde kötü olan herşeyi kapatıp onu superstar seviyesine çıkardı….
The Chinese Connection
(Fist Of Fury) Öfke Yumruğu Big boss’un hasılat başarısından sonra daha başarılı filmler yapmak istedi.İşte bu filmde dövüş sahneleri kusursuz ve inanılmazdı……
Return Of The Dragon
(Way Of the Dragon)(Ejderin Dönüşü) Ejderin Dönüşü orjinal adı Ejderin Yolu olan film onun 3.üncü filmiydi.Komple bir Bruce Lee yapımıydı. O yazdı, o yönetti ve mekanları o seçti. Çinli bir yapımcı şirketi için Roma’da film yapmak oldukça zordu ama Bruce Lee’ye bu izin verildi.Filmde Amerikan sinemasının tanınmış artisti Chuck Norris’inde oynaması filme ulusalararası bir tat verdi.
Enter Dragon
(Ejderin Girişi) Ejderin girişi bütün zamanların dövüş filmleri arasında en mükemmel olanı olarak bilinir. Lee filmde nunchaku ve Filipin çift sopalrı kullanmış. Ondan sonra bu film ayrıca onun kendi sesinden İngilizce konuştuğu tek filmdir.
Game of Death
(Ölüm Oyunu) Onun başarısının son zirve filmi olacaktı ama bitiremedi. Öğrencilerini de filme katarak onlara olan minnettarlığı göstermek istedi. Dan Inosanto, Kareem Abdul-Jabbar bu filme renklilik katmıştır.
27 Kasım 1940 sabahında (Çin takvimine göre Ejder yılı) San Francisco’da doğdu. Annesi Grace ,ona bir Amerikan ismi vermeyi düşünmüyordu. Hastane çalışanlarından biri bu bebeğe Bruce demeye başladı bunun üzerine anneside bu ismi değiştirmeyip Bruce adını verdi.Bundan sonra adı Bruce Lee oldu. Ve bir efsane doğmuş oldu.
27 Kasım 1940 sabahında (Çin takvimine göre Ejder yılı) San Francisco’da doğdu. Annesi Grace ,ona bir Amerikan ismi vermeyi düşünmüyordu. Hastane çalışanlarından biri bu bebeğe Bruce demeye başladı bunun üzerine anneside bu ismi değiştirmeyip Bruce adını verdi.Bundan sonra adı Bruce Lee oldu. Ve bir efsane doğmuş oldu.Aile çok kısa bir süre sonra Hong Kong’a geri döndü.Bruce Hong Kong’da film kariyerine 8 yaşında başladı. Babasının son filminde yönetmen onu sette gördü ve onun o hali yönetmenin çok hoşuna gitti ve ona bir rol teklif etti.İşte bu Bruce’nin gelecekteki film kariyerinin başlangıcı oldu.
Bir sokak kavgasında küçük düşme korkusunu yenebilmek için dövüş sanatları eğitimine başladı.Bir delikanlı olarak sebepsiz yere bir sürü dövüşe katıldı. Ve Yip Mans Wing Chun(Güzel ilkbahar zamanı) eğitimleriyle efsane bir dövüş sanatçısı oldu. Korkuyla yaşayan sokak dövüşçüsü kalıbından kurtuldu. Zaman geçtikçe Bruce Lee büyüdü ve dövüş sanatlarına olan ilgisi daha da arttı.Genç enerji dolu ve rekabetçiydi. Kısa sürede Wing Chun’un temel kunfu derslerine girmeye başladı.
Çok zeki olduğu içinde bay Yip onu çok sevdi.Ve Wing Chun Kunfusunun bir sürü gizli tekniğini öğretti.Bruce Lee böylelikle Wing Chun Kunfusu’nun ustası haline geldi. Dansa inanılmaz derecede ilgi duyuyordu.14 yaşındayken dans etmenin çok eğlenceli olduğunu keşfetti.Bunun içinde zaten yetenekliydi. Dans etmek isteyenleri geri çevirmezdi.
Dans dengesi ve ayak hareketlerinin çoğu onun daha sonra dövüş stilinde etken olmuştur.En sevdiği dans olan Cha Cha dansında Hong Kong’ta şampiyonu bile seçildi.
19 yaşındayken sokak dövüşü ile gittikçe daha ilgili olmaya başladı. Böylece 1959'da ailesi onu liseyi bitirmek üzere Amerika’da arkadaşlarının yanına göndermeye karar verdiler.
Seattle’de otururken bir resturanın çatı katında garsonluk yaptığı sürece kalmasına izin verildi.Liseyi bitirip üniversiteye geçti.Washington Üniversitesine girdi ve geceleri restaurantta çalışmaya devam etti.
Birkaç ay sonra bu yaşam tarzının ona göre olmadığını keşfetti.Ve işinden ayrılıp Kung_fu öğretmeye başladı.22 yaşındayken Chinese Kung-Fu(kendini Korumanın Felsefi Sanatı) adlı kitabını yayınladı.
1964'te felsefe üzerine mastarını tamamlamadan Linda Emery adında sarışın hoş bir kızla evlenirdi. Kısa bir süre sonra California’ya taşındılar. 1965 yılında oğulları Brandon Lee doğdu.Bir kaç yıl sonra kızları Shannon doğdu.
Bruce Lee, Ed Parkers’la 1964 yılında ilk uluslararası çıkışını yaptı.Daha sonra Green Hornet adlı bir dizide oynamaya başladı. Bruce bunun kendisi için bir çıkış olacağını düşünürken dizi bir sezon sonra yayından kaldırıldı. Daha sonra James Garner’in oynadığı “Marlowe” adlı filmde küçük bir rol kaptı ve bir kaç bölümünde göründü.
Bu küçük rol kariyeri adına ona hiçbir fayda sağlamadı..Lee ondan sonra dövüş sanatları öğrencileri üzerine tasarlanmış 3 tane Knoons adlı okullardan açmaya karar verdi. İşte burada öğrencilerine gerçek Jeet Kune Do olmayı öğretti.
Steve Mrqueen, Karem Abdul Cabbar, James Caburn, Don İnosanto gibi tanınmış öğrencileri oldu. 1970'li yıllarda Hollywood ile Hong Kong arasında mekik dokumaya başladı. İnanılmaz teklifler alıyordu. Bu yıllarda sırtından çok ciddi rahatsızlandı.
Doktorları ona dövüş sanatlarını kesinlikle bırakmasını ve iyileşmesi için yataktan çıkmaması gerektiğini söylediler.Bu Bruce Lee’nin hayatında en kötü dönemlerinden biriydi. 6 ay boyunca sırtüstü yatakta kaldı. Ama beynini çalışmaktan alı koyamıyordu. Bu zaman diliminde Jeet Kune Do Tao adlı kitabı yazmaya başladı.Ama bitiremeden hayata veda etti.Kitabını ölümünden sonra karısı tamamladı.
20 Temmuz 1973'teki Bruce Lee’nin ölümünü çevreleyen koşullar Asya’da bir bilinmezlik fırtınası ve dünyanın her tarafında ölümüne dair bir sürü iddianın gezindiği bir trajedi olarak kaldı. Fiziksel sağlığının insanlar tarafından çok iyi olduğu biliniyordu. Ve ölüm sebebinin doğal sebeblerden olabileceği düşünülüyordu.
BETTY’NİN AÇIKLAMALARINI İZLEYİN
Taabii ki kimsenin gelecek felakete dair bir önsezisi yoktu.Betty’inde başrol oynayacağı “Game Of Death” adlı filmini bitirmek için yapımcısı Raymond Chow’la görüşmek üzere Betty’nin dairesine gitmişti.Raymond öğleden sonra akşam tekrar konuşmak üzere onlardan ayrıldı.
Başağrısından şikayet eden Bruce, Betty’i herzaman kendisininde kullandığı bir aspirin karışımı olan Equogesic verdi.Ondan sonra Bruce uzanmak üzere yatak odasına gitti.
Raymond akşam niçin gelmediklerini öğrenmek için onları aradığında Betty , Bruce’un uyuya kaldığını söyledi.Raymond Betty’nin dairesine gidip Bruce kaldırmayı çalıştı ama başaramadı. Panik olmaya başladılar.Ve Betty doktor çağırdı.Onu kurtarmak için yapılan birçok başarısız denemeden sonra ambulans çağırıldı.
BEYNİNDEKİ TÜMÖRDEN Mİ YOKSA …..
Küçük ejder Bruce hastaneye gittiğinde ölüydü.Acil müdahalede kalp ve solunuma müdahale edildi..Ama bir hayat belirtisi yoktu. Bruce’nin nasıl öldüğü aslında tartışma konusu oldu.
CENAZE MERASİMİ
Ölümünün beynindeki tümörden olabileceği söylendi. Bunun doğuştan mı yoksa daha sonra mı ortaya çıktığı meçhuldu ama kafasında her an patlamak üzere olan hasar görmüş bir damarla birlikte de çok vakti yoktu. Hatta ölümünden 2 ay önce bir beyin travması geçirdi. Bruce Lee’nin ölümüyle Hong Kong yasa boğuldu..Binlerce insan sokaklara dökülüp, son yolculuğunda onu yalnız bırakmak istemediler.Kalabalığı durdurmak için polis tarafından barikatlar bile kuruldu..Diğer bir trajedide oğlu Brandon Lee’nin 31 Mart 1993'te Amerika’nın Kuzey Carolina eyaletinde “The Crow” filminin çekimleri sırasında karnından vurularak ölmesidir.
Bruce Lee Amerika’nın Seattle eyaletinde Lake View mezarlığına gömülmüştür..Daha sonra 3 Mart 1993'te Brandon Lee’de babasının yanına gömüldü..Hergün kendisinin ve oğlunun mezarı dünyanın dört bir tarafından gelen insanlar tarafından ziyaret edilir.
Bruce Lee’den mektup
Sevgili Shun-Leung,
Sana en son yazdığımdan bu yana çok zaman oldu. Nasılsın? Kanada’dan Alan Shaw yazdığı mektupta 8mm’lik filmimi sana ödünç verebilir miyim diye soruyor. Bu konuda üzgünüm. Çünkü onu evimi taşırken kaybettim.
O film zaten çok eskiydi ve nadiren kullanıyordum böylece onu kaybettim. Bel-Air’de bir ev satın almış durumdayım. Dört dönüm kadar. Bir sürü ağaç var. Doğal bir yaşam alanı havası var. Beverly Hills yakınlarındaki bir tepenin üzerinde bulunuyor. Ayrıca oğlum Brandon’dan başka ismi Shannon olan 7 aylık da bir kızım oldu.
Sen yeniden evlendin mi? Lütfen kız kardeşlerine saygı ve selamlarımı ilet. Şu aralar bir film prodüksiyon firması kurmuş bulunmaktayım. Ayrıca da “Sessiz Flüt” isimli bir hikaye yazdım.
James Coburn ve ben bu filmde rol alacağız. Senaryo yazarı Stirling Silliphant olacak. Kendisi çok ünlü bir senaristtir (”Gecenin Sıcağında”). Hollywood’daki ilk dövüş filmini yapmayı planlıyoruz. Beklentiler iyi. Altı ay kadar sonra film çekimleri başlayacak.
Bu filmde yer alan herkes benim takipçilerimden. İleride belki Steve McQueen de benimle çalışabilir. Bu plan konusunda çok heyecanlıyım. Dövüş sanatlarına gelirsek her gün çalışıyorum. Öğrencilerim ve arkadaşlarımla haftada iki kez bir araya geliyoruz.
Bana karşı arkadaşça davrandıkları sürece onlarla görüşeceğim ve onlara kızmayacağım. Gerçekçi bir şekilde (koruyucular eldivenler vs. ile) çalışmaya başladığım 1966'dan bu yana pek çok yanlışlarım olduğunu gördüm.
Böylece çalışmakta olduğum şeyin adını Jeet-Kune-Do olarak değiştiriyorum. Jeet-Kune-Do sadece bir isim. En önemli şey çalışmalarda aksaklık olmamasını sağlamak. Elbette her gün koşuyorum ve temel tekniklerimi çalışıyorum (yumruk, tekme, atış vs.).
Temel çalışmaları her gün yapmam gerekiyor. Yumrukla dövüşün ilkeleri her ne kadar önemli de olsa pratik çok daha önemli. Sana ve ustama Hong Kong’dayken bana Wing Chun’un yollarını öğrettiğiniz için teşekkür ediyorum.
Aslında pratik bir yolda yürümem konusunda bana yol gösterdiğin için sana teşekkür etmeliyim. ABD’de özellikle batı tarzı boks yapanlar çok ve onlarla da sıkça antrenman yapıyorum.
Burada pek çok sözde Wing Chun ustası da var, umarım batı tarzı boksörlerle dövüşecek kadar kör değillerdir. Biz seninle yakın arkadaşlarız, daha çok görüşmeli ve eski günlerden konuşmalıyız. Bu çok eğlenceli olacaktır? Yip Usta’yı gördüğünde kendisine saygılarımı ilet.
Bruce Lee’nin hayatı
San Francisco da doğa asıl adı LEE JUN,olan Bruce Lee ye amerikan ismini doğumunda hazır bulunan doktor verdi.babası Lee hoi chuen,Çin operasında oyuncuydu. Bruce Lee doğumundan sonra LEE HOİ CHUEN ve ailesi Hong Kong’daki evleri döndüler. Ve buruda Bruce Lee 19 yaşına kadar yaşadı. Lee nin dövüş sanatlarına ilgisi muhteşemdi.bu yüzden bu spor lara küçük yaşta başladı. Sanatçı bir aileden gelmesinin verdiği etki ile,henüz 6 yaşındayken ORPHAN VE KID CHEUNG gibi rollerle hong Kong filmlerinde çocuk yıldız olarak ortaya çıktı. 6 yaşındayken bile
ilerideki hırçın,sert karakterini belli ediyordu.LEE sağda solda kung-fu tekniklerini bilinçsiz bir şekilde öğrenmeye başladıktan sonra,1954 de ünlü hoca YIP MAN’ının öğrencisi olarak WING CHUN sistemini çalışmaya karar verdi.ilerleyen zamanlarda da wıng chun sistemine birleşik boks çalışmalarını da eklemeye başladı.
Bruce Lee 1959 doğduğu yer olan Amerikaya gitmeye karar verir ve seattle’a ya yerleşir.burada Washington üniversitesinin felsefe bölümüne yazılır. Bir yandan okul devam ederken bir yandan da Amerikalılara çok ilginç gelen kung-fu sistemini paralı olarak öğretmeye başlar.bu amaçla kendi adını taşıyan JUN FAN KUNG-FU adında bir okul açar.bu spor okulu 1963 yılına kadar açık kaldı,yine bu yılda Amerikalı bir beyaz olan LİNDA EMERY ile tanışıp evlendiler.Lee dağa sonra OAKLAND’ DA arkadaşı ve öğrencisi olan James ile ikinci okulunu açtı.burada geniş bir kitleye Amerikalılara yabancı olan bu sanatın ne kadar geniş içerikli ve derin felsefeye sahip olduğunu ispatladı.
<> dogru 1 * jeet kune do daki bu onemli laf jeet kune do dan cok once soylenmisti biz ona taoizm diyoruz. lakin bunu dusunsel temel olarak alan bilinen tek dovus sanatidir jeet kune do temel aldigi icin onemlidir. yanlis 1 bir dovus sanatinin etudunu degil dovusun etudunu yapmaya calismaktayim hatta butun dovus sanatlarinin etudlerini yapabildigim kadar yapmaktayim cunku jeet kune do’nun temeli budur. parcalilik degil butunluk. “how can one respond to completeness with fragmentary pattern”.
yanlis 2 uzakdogu insaninin degil butun insanlarin dogu bati kuzey guney avrupa amerika brezilya japonya cin tayland demeden incelemeye calismali birini digerinden ustun tutmamalisin dunya bir butunse sen bunu uzakdogu insaninin yasayis bicimiyle aciklayamazsin butun insanligin yasayis bicimleriyle benzesen ve ayrilan yasayis tarzlariyla anlayabilirsin ancak boylece butun olan resme bakabilir ve ona tepki verebilirsin
“how can one respond to completeness with fragmentary pattern”. ayrica olay dusunsel dunya ve felsefe olunca sozluk okumak yerine sana tavsiye edecegim bir kitabi okusan iyi edersin hem gercek bilgi edinir hemde buyuk resme bakma olayina ilk adimini atmis olursun.
worlds greatest philosophers edited by robert l. arrington blackwell publishing icinde sokratesten lao tse zhu xi den marx’a kadar bircok filozofun dusunceleri amerika ingiltere cin basta olmak uzere universitelerin konu ile ilgili otorite kabul edilen profesorleri tarafindan yazilmis 5 ile 10 sayfa arasinda giris makalelerinin toplatilmis hali.
Jeet Kune Do Kung-Fu : Durduran yumruğun yolu anlamına gelir
Jeet : Kavrama, teşhis etme, tanımlama, ulaşma Kune : Stil, serbest vurus, “free contact” Do : “yol” anlamına gelir. Do, doğu sporlarının felsefi yönleridir. Bruce Lee Wing Chun ve diger Kung-Fu stillerinde görülen katı ve tutucu yönleri ve durusları cağa uygun olarak; teknikleri geliştirmek ve klasik Kung-Fu’dan kurtulmak için yeteneğe ve pratiğe uygun olarak reformize etti.
Kendisi Karate-DO, Taekwon-Do, Shorinji Kempo, Tayland Boksu, Kobudo, Çin Boksu, Judo, Tai Chi Chuan ve batı tipi boks olmak üzere bir çok stilde çalıştı ve bunları kombine etti.
Meditasyon, yoga, gerçek trans ve akupressur yapmakla birlikte insanIn anatomisini , psikolojik ve sosyolojik bütün etkenleri iyi tanıyıp üstün olmayı, güzel yaşamayı, kendisiyle barışık olmayı, doğanın zor koşulları ve sosyal çevreyle uyum içinde bulunmayı, insanın ruhsal ve fiziksel bir bütün olarak bir yaşam biçimi olması yönünde modernize etti.
“Self Defens” kendini savunma ve hiçbir kurala bağlı olmaksızın kolayca hareket etme,dövüsme,savaşma, hücum. Devamlı değişen teknikler, dönüşler, denge, danssal düzenlemeler; bir sistem ve sanat kompleksi olan Jeet Kune Do, Bruce Lee ekolüdür.
TURKIYE JEET KUNE DO KUNG-FU ASSOCIATION Sifu MUSTAFA KOKSAL
BRUCE LEE Film başladığında sesler bir anda kesildi. Çoğunluğunu ergenlik çağındaki çocuklarla bıçkın delikanlıların oluşturduğu sinema seyircisi açısından çok nadir rastlanan bir durumdu bu.
Jenerikte ENTER THE DRAGON yazısı belirdi ama aralarında benim de bulunduğum seyirciler EJDERİN ÜÇ FEDAİSİ filmini seyretmeye hazırlanıyorlardı. 1981 ilkbaharı, Kütahya’da Hülya sinemasındayım. (Binası hala duruyor ama sinema çoktan kapanmış) Bruce Lee’nin daha önceki üç filmini de seyretmiştim. Bu dördüncüsünün öncekilerden daha iyi olduğunu zaten hissetmiştim, nasıl kaçırırım?
Aradan yirmi küsur yıl geçmiş! Hala gözümün önünde: Bruce Lee filmin başlarında genç Kung Fu öğrencisinin omzuna elini atmış ve öteki kolunu havaya kaldırıp parmağıyla gökyüzünü göstererek “Ayı parmakla gösterdiğin zaman ona dokunduğunu hissetmezsen, bu yaptığın anlamsız bir hareket olur yalnızca..” diyordu.
“Bir işi yaparken ne yaptığının farkında ol, hayalgücünü harekete geçir ve o işi tam anlamıyla hissederek, hakkını vererek yap!” anlamına gelen ilk ve tek Kung Fu dersimi hala hatırlarım.
Hocanın adı Bruce Lee olunca unutmak mümkün mü? Filmi seyretmiş olanlar bilirler, en sonunda aynalarla dolu bir odada Bruce Lee kötü adamla son ve ölümüne bir dövüş çıkarır.
Kötü adam o odaya doğru kaçarken arkadan başka bir seyirci arkadaş ağzından kaçırdı “Şimdi bir odaya girecekler, orası ayna dolu..”
Yanındaki seyirci buna çıkıştı hemen “Sen madem filmi görmüşsün bir daha niye geldin ki oğlum?”
Cevap hazır “Çok güzel film olduğu için geldik oğlum!” O filmin 1973 yılı yapımı olduğunu ve Hong Kong’da ilk gösterime girmeden kısa bir süre önce Bruce Lee’nin garip bir şekilde öldüğünü henüz bilmiyordum. (Demek ki biz o filmi seyrederken film zaten sekiz yıllıkmış. Ve Kütahya’ya YENİ gelmişti. Ne günlermiş be!)
Bruce Lee biz yeniyetmeler arasında bir efsaneydi! Onun adına epik destan yazan bir arkadaşım bile vardı. (Tematik olarak kötüydü belki ama kafiye örgüsü müthişti ve şiirselliğine diyecek yoktu.) Bir diğer arkadaşım ciddi ciddi “Valla oğlum, on sekizini doldurunca gideceksin o Çin’e.. Bir okula kapılanıp artık kaç seneyse iyice bir öğrenmek lazım şu işleri..” diyordu. Diğer bir arkadaş cevap yetiştiriyor “Biz geç kaldık.
Bunlar daha yedi sekiz yaşlarında başlıyorlar da böyle oluyorlar.”
Bruce Lee, asıl adıyla Lee Jun Fan, 27 Kasım 1940'ta San Francisco’da doğdu. (Bu da onu Yay burcu yapar, ama Çin takvimine göre o yıl Ejder Yılı’ydı) Aktör olan babası Lee Hoi Chuen, ‘Kanton Opera Kumpanyası’yla Amerika turnesine hamile eşini de götürdüğü için Bruce Lee Amerika’da doğdu ama aile Hong Kong’luydu.
Nitekim 1941 başlarında Hong Kong’a döndüler. Çocukluğundan başlayarak Bruce Lee pek çok filmde rol aldı ama bunların hemen hepsi de sadece Uzak Doğu’da gösterime giren filmler oldu. İlk gençlik yıllarında sokak çetelerine de bulaşıp kavgalara karışan dostumuz yirmi üç yaşında “Dayak yemekten bıktım artık” diyerek Kung Fu öğrenmeye başladı.
1954'te çaça dersleri de alıp 1958'de Hong Kong’ta Çaça Dans yarışmasını kazandı. 1958 tarihinde ‘Öksüz’ adlı bir filmde önemli bir rolü vardı. Bu filmin bir diğer özelliği Bruce Lee’nin dövüş yapmadığı TEK FİLM olmasıdır. Gene 1958'de Hong Kong boks şampiyonasına katıldı ve üç yıldır şampiyon olan Gary Elms’i yendi.
(Bildiğimiz boks, Kickboxing değil yani) 1959'da Amerika’ya geldi. Geçinmek için yaptığı bir sürü acayip işin yanında Uzak Doğu dövüş dersleri de vermeye başladı. Bu süreçte bazı Uzak Doğulular tarafından “Bizim gizli sırlarımızı Batılılara öğretiyor” diye eleştirildiği söylenir.
1961'de Washington Üniversitesi Felsefe Bölümü’ne girdi ve üniversiteyi bitirerek lisans diplomasını almayı başardı. Hong Kong ve Amerika arasında geçen hayatında kavgalar, skandallar eksik olmadı. Film yapmak ve dövüş dersleri vermekten başka, Amerika’da televizyon dizilerinde oynadı, talk-show’lara çıktı.
Jeet Kune Do adlı dövüş ve felsefe sistemini gelişirdi. 33 yaşındayken garip bir şekilde öldü. Ölümü üzerine pek çok hikaye anlatılır. Bilinen şu ki: 20 Temmuz 1973 akşamı eşiyle dışarı çıkmak üzerelerken Bruce Lee kendisini yorgun hissettiğini söylemiş ve eşinin verdiği uyku ilacını alarak ‘biraz dinlenmek üzere’ yatağa uzanmış.
Bir daha uyandırılamamış. Eşi durumu farkedip ambulans çağırdığında Bruce Lee hala yaşıyordu. Hastaneye ulaştırıldıktan kısa bir süre sonra ‘beyin ödemi’ nedeniyle öldüğü açıklandı. Fiziksel durumu çok iyi olarak bilinen Bruce Lee’nin 33 yaşında birden ölüvermesi hayranlarını kuşkulara yöneltti. Ölümünün ‘doğal sebeplerden kaynaklanmadığı’ iddia edildi.
Kimisi bunu ‘evinde Feng Shui’nin yanlış uygulanması neticesinde kötü ruhların marifeti’ olarak yorumlarken, kimisi eşinin ona verdiği uyku ilacını ölüm sebebi olarak gördü.
(Kütahya’daki arkadaşlarımdan duyduğum hikaye ise, ‘dövüş sırlarını Batılılara vermesi nedeniyle’ Çin mafyası tarafından öldürüldüğü yolundaydı) Öldüğü sırada Enter the Dragon filmi henüz tamamlanmıştı ve gösterime girmesine bir kaç gün kalmıştı.
‘Ölüm Oyunu’ filmi ise o sırada henüz tamamlanmamıştı. O film sonradan dublör kullanılarak ve Bruce Lee’nin senaryo üzerindeki son fikirleri hayata geçirilmeden bitirildi. Dolayısıyla ‘Ölüm Oyunu’ filmini ben tam bir Bruce Lee filmi saymam! Bruce Lee’nin oğlu Brandon Lee de 3 Nisan 1993'te ‘The Crow’ filminin çekimleri sırasında kaza kurşunuyla öldüğünde yalnızca 28 yaşındaydı.
Gel de ‘karanlık ve mistik’ bazı güçlerin işin içinde olabileceğini düşünme! Baba Bruce Lee ve oğlu Brandon, Seattle’da Lake View mezarlığında yanyana yatıyorlar. Biz geride kalanlar ise çocukluk anıları, sinema, felsefe, hayat ve ölüm hakkında konuşmaya devam ediyoruz işte.
Yüzyılın Dövüşçüsü Bruce Lee
Beden dili hakkında paylaşılacak çok şey olduğu kesin. Bunlardan biri de beden dilimizin içine doğmak, sezmek, altıncı his gibi duyguları bize yaşatmasıdır. Hiç gözünüzün tutmadığı biri oldu mu? Neden düşündünüz mü? Yoksa vücut hareketlerinden birinden mi şüphelendiniz? Ya da imaj danışmanlarının sıkça sözünü ettiği ilk 30 saniyedeki olumlu izlenimi oluşturma konusunda yetersiz mi kaldı? Sebebi ne olursa olsun kıymetli dostum ve üstadım Melih Arat’tan öğrendiğim gibi beden dilini iyi anlamak bize öngörülerimizde daha yüksek doğruluk elde etme imkanını verir. O bunu hep yapıyor! Uzakdoğu sporlarında kuşak atlama sınavlarında yeterlilik için çok önem verilen bir unsur vardır:
Bakışlar… Sebebi basit, bakışlar öğrencinin kendine ne kadar güvendiğinin en önemli göstergesi.
Birçok karşılaşmada sadece bakışlardan kimin galip geleceğini söylemek mümkündür. Bruce Lee’nin yüzyılın dövüşçüsü olduğu kabul edilir, gerek kendi geliştirdiği stili Jeet Kune Do gerekse Kung Fu’daki ustalığı nedeniyle…
Bruce Lee’yi tanımıyorum, stilini de bilmiyorum ama size son bir tavsiyem var. Bruce Lee’nin resimlerinden birkaçına bakın ve karşılaştırmak için de bildiğiniz en iyi dövüş sporcularının resimlerini koyun yanına. Bakalım öngörüleriniz size kimin daha iyi olduğunu söyleyecek?!
Sözün Özü: Çok duyan mı bilir, çok gören mi?
FİLMLERİ
The Big Boss
Tipik düşük bütçeli vurdukırdılı bir filmdi.Bruce bu filmin batıda gösterilmesi konusunda çok istekliydi.Karizması ve dövüş yeteneği filmde kötü olan herşeyi kapatıp onu superstar seviyesine çıkardı….
The Chinese Connection
(Fist Of Fury) Öfke Yumruğu Big boss’un hasılat başarısından sonra daha başarılı filmler yapmak istedi.İşte bu filmde dövüş sahneleri kusursuz ve inanılmazdı……
Return Of The Dragon
(Way Of the Dragon)(Ejderin Dönüşü) Ejderin Dönüşü orjinal adı Ejderin Yolu olan film onun 3.üncü filmiydi.Komple bir Bruce Lee yapımıydı. O yazdı, o yönetti ve mekanları o seçti. Çinli bir yapımcı şirketi için Roma’da film yapmak oldukça zordu ama Bruce Lee’ye bu izin verildi.Filmde Amerikan sinemasının tanınmış artisti Chuck Norris’inde oynaması filme ulusalararası bir tat verdi.
Enter Dragon
(Ejderin Girişi) Ejderin girişi bütün zamanların dövüş filmleri arasında en mükemmel olanı olarak bilinir. Lee filmde nunchaku ve Filipin çift sopalrı kullanmış. Ondan sonra bu film ayrıca onun kendi sesinden İngilizce konuştuğu tek filmdir.
Game of Death
(Ölüm Oyunu) Onun başarısının son zirve filmi olacaktı ama bitiremedi. Öğrencilerini de filme katarak onlara olan minnettarlığı göstermek istedi. Dan Inosanto, Kareem Abdul-Jabbar bu filme renklilik katmıştır.
27 Kasım 1940 sabahında (Çin takvimine göre Ejder yılı) San Francisco’da doğdu. Annesi Grace ,ona bir Amerikan ismi vermeyi düşünmüyordu. Hastane çalışanlarından biri bu bebeğe Bruce demeye başladı bunun üzerine anneside bu ismi değiştirmeyip Bruce adını verdi.Bundan sonra adı Bruce Lee oldu. Ve bir efsane doğmuş oldu.
27 Kasım 1940 sabahında (Çin takvimine göre Ejder yılı) San Francisco’da doğdu. Annesi Grace ,ona bir Amerikan ismi vermeyi düşünmüyordu. Hastane çalışanlarından biri bu bebeğe Bruce demeye başladı bunun üzerine anneside bu ismi değiştirmeyip Bruce adını verdi.Bundan sonra adı Bruce Lee oldu. Ve bir efsane doğmuş oldu.Aile çok kısa bir süre sonra Hong Kong’a geri döndü.Bruce Hong Kong’da film kariyerine 8 yaşında başladı. Babasının son filminde yönetmen onu sette gördü ve onun o hali yönetmenin çok hoşuna gitti ve ona bir rol teklif etti.İşte bu Bruce’nin gelecekteki film kariyerinin başlangıcı oldu.
Bir sokak kavgasında küçük düşme korkusunu yenebilmek için dövüş sanatları eğitimine başladı.Bir delikanlı olarak sebepsiz yere bir sürü dövüşe katıldı. Ve Yip Mans Wing Chun(Güzel ilkbahar zamanı) eğitimleriyle efsane bir dövüş sanatçısı oldu. Korkuyla yaşayan sokak dövüşçüsü kalıbından kurtuldu. Zaman geçtikçe Bruce Lee büyüdü ve dövüş sanatlarına olan ilgisi daha da arttı.Genç enerji dolu ve rekabetçiydi. Kısa sürede Wing Chun’un temel kunfu derslerine girmeye başladı.
Çok zeki olduğu içinde bay Yip onu çok sevdi.Ve Wing Chun Kunfusunun bir sürü gizli tekniğini öğretti.Bruce Lee böylelikle Wing Chun Kunfusu’nun ustası haline geldi. Dansa inanılmaz derecede ilgi duyuyordu.14 yaşındayken dans etmenin çok eğlenceli olduğunu keşfetti.Bunun içinde zaten yetenekliydi. Dans etmek isteyenleri geri çevirmezdi.
Dans dengesi ve ayak hareketlerinin çoğu onun daha sonra dövüş stilinde etken olmuştur.En sevdiği dans olan Cha Cha dansında Hong Kong’ta şampiyonu bile seçildi.
19 yaşındayken sokak dövüşü ile gittikçe daha ilgili olmaya başladı. Böylece 1959'da ailesi onu liseyi bitirmek üzere Amerika’da arkadaşlarının yanına göndermeye karar verdiler.
Seattle’de otururken bir resturanın çatı katında garsonluk yaptığı sürece kalmasına izin verildi.Liseyi bitirip üniversiteye geçti.Washington Üniversitesine girdi ve geceleri restaurantta çalışmaya devam etti.
Birkaç ay sonra bu yaşam tarzının ona göre olmadığını keşfetti.Ve işinden ayrılıp Kung_fu öğretmeye başladı.22 yaşındayken Chinese Kung-Fu(kendini Korumanın Felsefi Sanatı) adlı kitabını yayınladı.
1964'te felsefe üzerine mastarını tamamlamadan Linda Emery adında sarışın hoş bir kızla evlenirdi. Kısa bir süre sonra California’ya taşındılar. 1965 yılında oğulları Brandon Lee doğdu.Bir kaç yıl sonra kızları Shannon doğdu.
Bruce Lee, Ed Parkers’la 1964 yılında ilk uluslararası çıkışını yaptı.Daha sonra Green Hornet adlı bir dizide oynamaya başladı. Bruce bunun kendisi için bir çıkış olacağını düşünürken dizi bir sezon sonra yayından kaldırıldı. Daha sonra James Garner’in oynadığı “Marlowe” adlı filmde küçük bir rol kaptı ve bir kaç bölümünde göründü.
Bu küçük rol kariyeri adına ona hiçbir fayda sağlamadı..Lee ondan sonra dövüş sanatları öğrencileri üzerine tasarlanmış 3 tane Knoons adlı okullardan açmaya karar verdi. İşte burada öğrencilerine gerçek Jeet Kune Do olmayı öğretti.
Steve Mrqueen, Karem Abdul Cabbar, James Caburn, Don İnosanto gibi tanınmış öğrencileri oldu. 1970'li yıllarda Hollywood ile Hong Kong arasında mekik dokumaya başladı. İnanılmaz teklifler alıyordu. Bu yıllarda sırtından çok ciddi rahatsızlandı.
Doktorları ona dövüş sanatlarını kesinlikle bırakmasını ve iyileşmesi için yataktan çıkmaması gerektiğini söylediler.Bu Bruce Lee’nin hayatında en kötü dönemlerinden biriydi. 6 ay boyunca sırtüstü yatakta kaldı. Ama beynini çalışmaktan alı koyamıyordu. Bu zaman diliminde Jeet Kune Do Tao adlı kitabı yazmaya başladı.Ama bitiremeden hayata veda etti.Kitabını ölümünden sonra karısı tamamladı.
20 Temmuz 1973'teki Bruce Lee’nin ölümünü çevreleyen koşullar Asya’da bir bilinmezlik fırtınası ve dünyanın her tarafında ölümüne dair bir sürü iddianın gezindiği bir trajedi olarak kaldı. Fiziksel sağlığının insanlar tarafından çok iyi olduğu biliniyordu. Ve ölüm sebebinin doğal sebeblerden olabileceği düşünülüyordu.
BETTY’NİN AÇIKLAMALARINI İZLEYİN
Taabii ki kimsenin gelecek felakete dair bir önsezisi yoktu.Betty’inde başrol oynayacağı “Game Of Death” adlı filmini bitirmek için yapımcısı Raymond Chow’la görüşmek üzere Betty’nin dairesine gitmişti.Raymond öğleden sonra akşam tekrar konuşmak üzere onlardan ayrıldı.
Başağrısından şikayet eden Bruce, Betty’i herzaman kendisininde kullandığı bir aspirin karışımı olan Equogesic verdi.Ondan sonra Bruce uzanmak üzere yatak odasına gitti.
Raymond akşam niçin gelmediklerini öğrenmek için onları aradığında Betty , Bruce’un uyuya kaldığını söyledi.Raymond Betty’nin dairesine gidip Bruce kaldırmayı çalıştı ama başaramadı. Panik olmaya başladılar.Ve Betty doktor çağırdı.Onu kurtarmak için yapılan birçok başarısız denemeden sonra ambulans çağırıldı.
BEYNİNDEKİ TÜMÖRDEN Mİ YOKSA …..
Küçük ejder Bruce hastaneye gittiğinde ölüydü.Acil müdahalede kalp ve solunuma müdahale edildi..Ama bir hayat belirtisi yoktu. Bruce’nin nasıl öldüğü aslında tartışma konusu oldu.
CENAZE MERASİMİ
Ölümünün beynindeki tümörden olabileceği söylendi. Bunun doğuştan mı yoksa daha sonra mı ortaya çıktığı meçhuldu ama kafasında her an patlamak üzere olan hasar görmüş bir damarla birlikte de çok vakti yoktu. Hatta ölümünden 2 ay önce bir beyin travması geçirdi. Bruce Lee’nin ölümüyle Hong Kong yasa boğuldu..Binlerce insan sokaklara dökülüp, son yolculuğunda onu yalnız bırakmak istemediler.Kalabalığı durdurmak için polis tarafından barikatlar bile kuruldu..Diğer bir trajedide oğlu Brandon Lee’nin 31 Mart 1993'te Amerika’nın Kuzey Carolina eyaletinde “The Crow” filminin çekimleri sırasında karnından vurularak ölmesidir.
Bruce Lee Amerika’nın Seattle eyaletinde Lake View mezarlığına gömülmüştür..Daha sonra 3 Mart 1993'te Brandon Lee’de babasının yanına gömüldü..Hergün kendisinin ve oğlunun mezarı dünyanın dört bir tarafından gelen insanlar tarafından ziyaret edilir.
Bruce Lee’den mektup
Sevgili Shun-Leung,
Sana en son yazdığımdan bu yana çok zaman oldu. Nasılsın? Kanada’dan Alan Shaw yazdığı mektupta 8mm’lik filmimi sana ödünç verebilir miyim diye soruyor. Bu konuda üzgünüm. Çünkü onu evimi taşırken kaybettim.
O film zaten çok eskiydi ve nadiren kullanıyordum böylece onu kaybettim. Bel-Air’de bir ev satın almış durumdayım. Dört dönüm kadar. Bir sürü ağaç var. Doğal bir yaşam alanı havası var. Beverly Hills yakınlarındaki bir tepenin üzerinde bulunuyor. Ayrıca oğlum Brandon’dan başka ismi Shannon olan 7 aylık da bir kızım oldu.
Sen yeniden evlendin mi? Lütfen kız kardeşlerine saygı ve selamlarımı ilet. Şu aralar bir film prodüksiyon firması kurmuş bulunmaktayım. Ayrıca da “Sessiz Flüt” isimli bir hikaye yazdım.
James Coburn ve ben bu filmde rol alacağız. Senaryo yazarı Stirling Silliphant olacak. Kendisi çok ünlü bir senaristtir (”Gecenin Sıcağında”). Hollywood’daki ilk dövüş filmini yapmayı planlıyoruz. Beklentiler iyi. Altı ay kadar sonra film çekimleri başlayacak.
Bu filmde yer alan herkes benim takipçilerimden. İleride belki Steve McQueen de benimle çalışabilir. Bu plan konusunda çok heyecanlıyım. Dövüş sanatlarına gelirsek her gün çalışıyorum. Öğrencilerim ve arkadaşlarımla haftada iki kez bir araya geliyoruz.
Bana karşı arkadaşça davrandıkları sürece onlarla görüşeceğim ve onlara kızmayacağım. Gerçekçi bir şekilde (koruyucular eldivenler vs. ile) çalışmaya başladığım 1966'dan bu yana pek çok yanlışlarım olduğunu gördüm.
Böylece çalışmakta olduğum şeyin adını Jeet-Kune-Do olarak değiştiriyorum. Jeet-Kune-Do sadece bir isim. En önemli şey çalışmalarda aksaklık olmamasını sağlamak. Elbette her gün koşuyorum ve temel tekniklerimi çalışıyorum (yumruk, tekme, atış vs.).
Temel çalışmaları her gün yapmam gerekiyor. Yumrukla dövüşün ilkeleri her ne kadar önemli de olsa pratik çok daha önemli. Sana ve ustama Hong Kong’dayken bana Wing Chun’un yollarını öğrettiğiniz için teşekkür ediyorum.
Aslında pratik bir yolda yürümem konusunda bana yol gösterdiğin için sana teşekkür etmeliyim. ABD’de özellikle batı tarzı boks yapanlar çok ve onlarla da sıkça antrenman yapıyorum.
Burada pek çok sözde Wing Chun ustası da var, umarım batı tarzı boksörlerle dövüşecek kadar kör değillerdir. Biz seninle yakın arkadaşlarız, daha çok görüşmeli ve eski günlerden konuşmalıyız. Bu çok eğlenceli olacaktır? Yip Usta’yı gördüğünde kendisine saygılarımı ilet.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder